ŞÜKRAN TOPCU KESKİN
ŞÜKRAN TOPCU KARDEŞİ SEZGİN TOPCU İÇİN YAZDIĞI AĞIT
sefil idin muradına ermedin
bu dünyada çocuğuna doyamadın
gözünü acıp melisa yı görmedin
acele ölüme çağırdın kardeş
saat üçbuçukta telefon açtı
acı haber yaylalara ulaştı
ana baba kardeş yolllara düştü
bu seferde belimi kırdın be kardeş
mudanya denizi viran kalasın
taş üstüne taş koyanın olmasın
dilerim mevladan suyun kurusun
acele ölüme çağırdın kardeş
kardeşim sezgin denize düştü
ecel geldi vade yetti gün bitti
cenazesi inegöl ilçeye gitti
melisa nın saçını örmeden gitti
yazı yazılmış mezar taşına
henuz girmiş idi otuz iki yaşına
bir baksanız gözlerimin yaşına
yine bir ocağı söndürdün kardeş
saat sekizde haberi geldi
hastahane morgunda çesedin kaldı
karedeşimde sonsuz uykuya daldı
genç yaşında ölüme çağırdın kardeş
uludağ tıp fakültesi burası
doktorlar geldi gece yarısı
makineler durdu ölüm acısı
ciğerim yanıyor kardeş acısı
babamla dayım durmadan gezdi
anam kardeşimi bağrında ezdi
esra durumu doktordan sezdi
yavruları yetim bıraktın kardeş
kardeşlerin başında ağladı durdu
dışarıda baabam kapıya vurdu
doçent doktor teşkilat kurdu
yine yüreğimi dağladın kardeş
yüksel abim duyunca acı ağladı
beyhanabla ah çekti karalar bağladı
safiyede telefonu dahladı
yürekte yaralar açtın be kardeş
yükseli emreyi ne çok severdin
sabah kalkıp sessizce işe giderdin
safiye yengeni her yerde anar överdin
gözümüzün yaşına bakmadın kader
ateş düştü yüreğime ağlarım
ilkbaharda viran oldu bağlarım
bir tane yavruya bakar ağlarım
gözümüzün yaşına bakmadın kader
anne deyip açarıdın kolların
nerde kaldı bülbülüdü dillerin
yavrunda gözlüyor daim yolların
feleğin çarkına dokundun kader
babam resmine bakıp ağlıyor
ananmın kalbi közde dağlıyor
kardeşlerin başında ağlıyor
çiçeği açmadan soldurdun kader
kardeşlerin hepsi yanına geldiler
gözlerinden akan yaşı sildiler
tabutunu musallaya koydular
buseferde torpil yapmadın kaderr
nasip olmadıki köye gelesin
kardeşlerinle tatlı sohbet edesin
anneyle babayla hasret gideresin
buseferde belimi bükdürdün kader
dolapta elbisen asılı kaldı
yün yatağın üstünde basılı kaldı
evin köşkün sarayın küsülü kaldı
muradı yarıda bıraktın kader
şükran benim için üzülme
yavrum bağrımdadır maniler düzme
kadere razı ol herkesi üzme
bir yavruyu hatıra bırakıp gitti
bursadan çıktın başın selamet
mudanyaya gittin koptu kıyamert
esran melisam bize emanet
yawruları yetim bıraktın kader
Necmettin amca oraya vardı
Ağlaya ağlaya gözleri yandı
Akıl baştan gitti ummana daldı
Yavruları öksüz bıraktın kardeş
Anılla Mahmudun emeği çoktu
Nazire yengenin gözleri doldu
Azrail peşinde bakışı okdu
Yürekte yaralar açtırdın Kardeş
kınamayın komşular acımız çoktur
belimi kıran zehirli oktur
hak emridir çaresi yoktur
yine ocağımı söndürdün kader
şükran hep ağladı gezdi
kardeşine bir kaç kıta şiir yazdı
sevdiğin komşular mezarını kazdı
kardeş acısı yüreğimize
sızdı
kara toprak meğer seni özlüyor
aylardır arkandan ana baba kardeş sızlıyor
uyanda bak mevsim baharı yazlıyor
bundan sonra yaz baharı neyleyim
ŞÜKRAN TOPCU NUN ADNAN TOPÇU İÇİN YAZDIĞI AĞIT
Ablamın yeleği al yeşil telden
çekersen ayrılık ne gelir elden
dertli bülbül gibi ayrıldın yardın
Dertlisin ablam Ben Dayanamam
Ay karanlık bulamadın yolunu
Felek kırdı kanadını kolunu
Bu genç yaşta layık mıydı ölümü
Dertlisin ablam Ben Dayanamam
Gözün yaşı aktı oldu bir ırmak
Sana haram oldu o ilde durmak
Ne acıymış Adnan Senden ayrılmak
Dertlisin Ablam Ben Dayanamam
Bu Genç yaşta seni bıraktı
oğlunla beraber yetim bıraktı
ölüm ayırdı yuvanı yıktı
Birtane yavrusu babasız kaldı
Şükran
Topcu Keskin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder